Hayvan Sevgisiyle Dolu Yaşam

70 yaşındaki PTT emekli öğretmeni Turan İkinci, Elazığ'ın Ağın ilçesine bağlı Saraycık köyünde yaşamını sürdürüyor. Hayvan sevgisiyle dolu bir yaşam süren İkinci, 29 köpek ve 30'dan fazla kediye bakıyor. İkinci'nin bu büyük hayvan ailesine olan ilgisi, 1985 yılında Bingöl'ün Genç ilçesinde çalışırken sahiplendiği bir kediyle başladı. Yıllar içinde bu sevgi büyüdü ve İkinci, emekli olduktan sonra da bu tutkusunu sürdürmeye karar verdi. Şeker hastası olan eşinin yanında, hayvanlarının bakımı için köyünde yaşamayı tercih etti. Bu yaşam tarzının zorluklarına rağmen, İkinci'nin hayvan sevgisi sarsılmaz. O, her bir hayvanın kendisine emanet edildiğini ve onlara bakmanın bir sorumluluk olduğunu düşünüyor.

Ailenin Kaybı ve Hayvanlara Bağlılık

Turan İkinci, geçen yıl 40 yaşındaki oğlunu kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyor. Bu büyük kayıp, onu derinden sarsmış olsa da, hayvanlarına olan bağlılığı onu ayakta tutuyor. İkinci, hayvanlara bakmanın kendisini hayata bağladığını söylüyor. Oğlunun yokluğunda, hayvanlar ona teselli ve umut veriyor. Köyünde yaşamaya devam etmesinin en büyük nedeni de bu sevgi ve sorumluluk duygusudur. Hayvanlarıyla geçirdiği zaman, ona huzur ve mutluluk veriyor. İkinci, her bir hayvanın kendine özgü bir kişiliği olduğunu ve bu nedenle onlara özel bir şekilde bakmanın önemli olduğunu vurguluyor.

Devlet Desteğine İhtiyaç

70 yaşında ve KOAH hastası olan İkinci, bütün gücüyle hayvanlarına bakmaya çalışıyor. Ancak, bu büyük ailenin ihtiyaçlarını karşılamak giderek zorlaşıyor. İkinci, devletin ve belediyelerin sokak hayvanlarına yönelik daha fazla destek vermesi gerektiğini düşünüyor. Sokak hayvanlarının toplanıp barınaklarda bakımlarının yapılması, aşılarının ve kısırlaştırmalarının yapılması gerektiğini belirtiyor. İkinci, "Allah ömür verdikçe bakacağım" diyerek hayvan sevgisinin ömür boyu süreceğini vurguluyor. Ancak, devletin bu konudaki desteğinin, hem hayvanların refahı hem de İkinci gibi gönüllülerin yükünü hafifletmesi açısından çok önemli olduğunu söylüyor. Bu durum, hem hayvanların sağlığı hem de gönüllülerin sürdürülebilirliği açısından kritik bir konu. Hayvan sevgisinin toplumsal bir sorumluluk olduğunu hatırlatarak, destek çağrısında bulunuyor.