Toplumda yaygınlaşan cezasızlık algısı, gerçeklerle örtüşmüyor. Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can, Türkiye'de yaklaşık 380 bin tutuklu ve hükümlünün bulunduğunu, 600 bine yakın kişinin ise denetimli serbestlikten yararlandığını belirtti. Bu rakamlar, toplamda 1 milyona yaklaşan bir sayıya işaret ediyor ve 85 milyonluk nüfusumuz göz önüne alındığında oldukça dikkat çekici bir durum ortaya koyuyor. Ramazan Can, sosyal medyanın bu algının yayılmasında önemli bir rol oynadığını ve bazı olayların yanlış yorumlanarak kamuoyunda infial yaratabileceğini vurguladı. Ancak, hızlı bir şekilde yargı sürecinin işlediği durumlarda dahi bu algının kolayca ortadan kalkmadığı bir gerçektir. Ayrıca, adli süreçlerin uzun sürmesi ve sosyal medyada manipülatif paylaşımların cezasızlık algısını beslediği de göz ardı edilmemelidir. Hükümetin bu konuda daha etkin bir iletişim stratejisi geliştirerek, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlaması büyük önem taşıyor.

Denetimli Serbestliğin Önemi

Elazığ'da düzenlenen Denetimli Serbestlik 20. Yıl Bölge Toplantıları'nda konuşan Vali Numan Hatipoğlu, denetimli serbestliğin Türk yargı sistemi içindeki önemini vurguladı. Sistemin rehabilite edici yönünün her geçen gün daha da önem kazandığını belirtti. Ramazan Can ise, dünya ortalamasının %40'larda olduğu tekrar suç işleme oranının, Türkiye'de yaklaşık %46 olduğunu söyledi. Bu durum, infaz rejiminde iyileştirme ihtiyacını gösteriyor. Denetimli serbestlik, hem suçluların ıslahı hem de toplumda huzur ve güvenliğin sağlanması açısından kritik bir rol oynuyor. Cezaevleri sadece ceza yaptırımının uygulandığı yerler değil, aynı zamanda suçluların yeniden topluma kazandırılmaları için rehabilitasyon merkezleri olarak da görev yapıyor. Bu süreç, bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunması ile toplumsal güvenliğin sağlanması arasında hassas bir denge kurmayı gerektiriyor. Bu dengeyi sağlamak için daha etkin ve kapsamlı rehabilitasyon programları geliştirilmesi şarttır.

Cezasızlık Algısının Kaynakları

Ramazan Can, cezasızlık algısının sosyal medyanın yanı sıra, bazı olayların yanlış algılanması ve adli süreçlerin gecikmesinden kaynaklandığını belirtti. Anında tutuklamaların, toplumsal tepkileri yatıştırmada etkili olabileceğini ancak temel hak ve özgürlüklerin de gözetilmesi gerektiğini vurguladı. Dijitalleşmenin getirdiği hızlı bilgi akışı, suçların ve suçluların anında görüntülenebilmesini sağlarken, aynı zamanda yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon yoluyla manipülasyon riskini de beraberinde getiriyor. Sosyal medyadaki bu tür paylaşımlar, kamuoyunda cezasızlık algısını artırarak adalet sistemine olan güveni zedeliyor. Bu nedenle, kamu kurumlarının bilgi kirliliğine karşı etkili bir iletişim stratejisi geliştirerek, vatandaşları doğru bilgilendirmeleri büyük önem taşıyor. Ayrıca, adalet sisteminin hızlı ve şeffaf bir şekilde işlemesi, cezasızlık algısının azaltılmasında önemli bir rol oynayacaktır.

Denetimli Serbestlik Müdürlüklerinin Rolü

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yavuz Yıldırım, Türkiye'de 149 denetimli serbestlik müdürlüğünde yaklaşık 6500 personelin 450 bin yükümlünün denetimini gerçekleştirdiğini açıkladı. Denetimli serbestlik, kişinin tamamen özgür bırakılması değil, cezaevi ile tam özgürlük arasında bir geçiş dönemi olarak tanımlandı. Bu geçiş döneminde, denetimli serbestlik müdürlükleri rehberlik ve destek sağlıyor. Denetimli serbestlik, ceza infazının bir parçası olmakla birlikte, aynı zamanda bir rehabilitasyon sürecidir. Bu sürecin etkinliği, hem suçluların ıslahı hem de toplumun güvenliği için büyük önem taşıyor. Türkiye genelinde denetimli serbestlik sisteminin daha etkin ve verimli çalışması için, personel sayısı ve kaynakların artırılması gerekiyor. Ayrıca, rehabilitasyon programlarının kişiye özel olarak tasarlanması ve düzenli olarak değerlendirilmesi, başarının artırılmasına katkıda bulunacaktır. Bunun yanı sıra, denetimli serbestlik yükümlülerinin sosyal hayata adaptasyonunu kolaylaştırmak için iş bulma ve eğitim programları gibi destekleyici hizmetlerin sunulması da oldukça önemlidir.


Toplantıda, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ile Fırat Üniversitesi arasında 'Model Çocuk Eğitimevi' iş birliği protokolü imzalandı. Toplantıya Vali Numan Hatipoğlu, AK Parti Elazığ Milletvekilleri Prof. Dr. Erol Keleş ve Ejder Açıkkapı, Cumhuriyet Başsavcısı, Baro Başkanı, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, kurum müdürleri, STK temsilcileri ve davetliler katıldı.